Önce bardaklar sarıldı incecik pelürle, sonra sıra tabaklara geldi. Bu kez daha kalın kağıtlar gerekliydi. Toptancıdan alındı kocaman bir rulo; temizinden.Ölçüye göre kesildiler, bir bir tabakların arasına yerleştiler sonra sarmaladılar ikişer ikişer çeyizden kalma tabakları, servisleri. Anneanneden, babaanneden yadigar ne varsa onlar da itinayla paketlendiler. Gümüşler yumuşak bezlerle, aynalar, tablolar pıt pıt naylonla iyice sarıldı, bantlandı. Masa örtüleri, tepsi örtüleri, danteller, yatak takımları , hepsi yıkandı,paklandı kolalandı, nemli nemli ütülenip şaselere girdiler. Gardroptakiler elden geçti. Yıllardır giyilmemişler el değiştirdi, garibanları sevindirdi. Kamyon kapıya dayandı. Ter kokulu, yorgun bedenler alışıktılar hızlıca kolilemeye orada burada kalanı. İndiler, çıktılar, indiler çıktılar. Önce merdivenlere sindi kokuları, sonra evin boş duvarlarına. Baktılar, sordular kalan bir şey var mı? Yok, dedi. Gidin artık, gitmenin zamanıdır şimdi. Sonra veda etti geçmişe, hayallere, umut dolu günlere… Ne sesler vardı ne renkler yaşanmamış gençliğinden. Gitmenin vakti gelmiş geçiyordu.