4Mevsim Mehlika

Yıl 2012.  İstanbul’da yaşıyoruz henüz. Mutfağım bir süredir daha sağlıklı, daha doğal beslenmek uğruna değişim sancıları çekiyor. Yirmi yıldan fazla olmuş anneannemi kaybedeli ama onun lezzetlerinden vaz geçmek hiç de kolay olmuyor. Kızartmalardan başlayarak daha birçok yeme alışkanlığımıza çoktan veda etmeye başlamışız. Beyaz undan tam buğday ununa, fırın ekmeğinden kendi ekşi mayamla yaptığım ev ekmeğine geçmişiz. Ancak hallen o güne kadar uyguladığım tariflerde yaptığım her değişiklik için ” aman anneannem duymasın” diyorum. Sanki bazen elimi tuttuğunu, bazen arkamdan konuştuğunu, bazen de mutfağımda gezinip dolaplarımı karıştırdığını hissediyorum. İnsan ara sıra kendi kendine konuşur ya, ben de bir gün kendimi onunla konuşurken buluyorum. O gün bu konuşmaları kaleme dökmeye  niyet ediyorum. Tamam, diyorum madem mutfağımız değişiyor o zaman bu reçeteler kaybolmasın, bir kitapta yaşamaya devam etsin. Yazıyorum sonra, yazmak yeterli olmuyor, her yemeği profesyonelce fotoğraflıyorum. Sonra yazdıklarımı kapıp Yazı Evi dostlarıma koşuyorum. Okuyorum. Seviyorlar. Durma devam et, diyorlar. Her hafta yazdıklarımı sabırla dinliyorlar. Sonra sevgili Yeşim Cimcoz, hadi gel toparlayalım bu yazdıklarını diyor ve 4 Mevsim Mehlika’nın ilk taslağı doğuyor. 2013 sonunda hazır olan ve renkli fotoğraflarla süslenmiş  bu taslağın adı “Anneannem dedi ki!”  

Şimdi aradan geçen sekiz yılda kitap neredeydi, nasıl oldu da adı değişti, ve o renkli yemek fotoğrafları neden kitapta yer almıyor, bunları uzun uzadıya yazıp sizi yormak istemem. Zamanı geldi, dosya dinlenmekte olduğu yerden ortaya çıktı ve bu haliyle basılması uygun görüldü.

Daha henüz bir haftalık dolmamış, sadece benim  değil bütün ailemiz için de çok kıymetli bir bebek şimdi 4 Mevsim Mehlika.

Ne demişti Mehlika Sultan: Bak kızım, sofra bizim için sadece karın doyurduğumuz yer değildir, orada hikayelerimiz de pişer, demlenir, paylaştıkça çoğalır.

Şimdi buyrun siz de bu sofradan nasibinizi alın, sevgili dostlar.

Bu kitabın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese ama öncelikle sihirli dokunuşları için kızlarıma ve beni durmadan destekleyen yeğenlerime ve değerli aileme teşekkür ederim.

Reklam

Sosyal mesafesiz kutlamalara…

Yüzümü yıkar yıkamaz geçtim sevgili bilgisayarımın başına.Evet, yanlış değil,şu ara en yakın dostum olduğu için sevgili dememi hak ediyor. Bayram kutlaması yapmaktı niyetim. Tam “BAYRAMINIZ sözcüğünü oluşturmuştum, aldı sazı eline konuştu da konuştu. Vay efendim kaç yıldır doğru düzgün bayram tebriği yapmıyor muşum; gelmiş geçmiş bütün yazılarıma bakmış da son  yıllarda hep kutlayamama halimi görmüş de, yok bayram sabahı hep memleket hallerinden söz etmişim de, olmazmış böyle de, aman efendim kendilerini susturabilirsen, sustur. Haberi yok gelecek yazıdan konuştu durdu.

Memleket hali ne demek, DÜNYA hali diyerek girecektim oysa söze. 2020 Dünyaya öyle farklı bir mesajla geldi ki, hangi ülke hangi kültür geleneklerine bağlı kalıp bayramlarını kutlayabildi, sorarım. Camilerden, kiliselere, tören alanlarından saraylara kadar her yer her şey sanal bir DÜNYAya emanet. Olmasan olamazdık durumlarını yaşıyoruz. Ne kadar kaçsak da kucağına düştük bir kez. Sosyal mesafe günlerinde bayram kutlamalarımız “zoom, facetime, whatsapp üzerinden yapılacak ve henüz ilk bayramlarını yaşayan miniklerin anılarında bayramlar böyle yer alacak. Anneanneler, babaanneler mendillerini içine koyduklarını bayram harçlıklarını ekrandan gösterirken, bayram şekerleri şekerlikte , bayramlık giysiler dolapta boynu bükük bekleyecek.

Efendim, istediğimiz gibi kucaklaşabildiğimiz bayramlarda buluşabilmek dileğiyle büyük küçük herkesin Şeker/Ramazan bayramını kutlarım.

Yine başladı dırdıra…. Şunu baştan söylesen bu kadar uzatmasan  olmaz mıydı, diyor şimdi de…

Siz onu duymayınız. Sağlıcakla kalınız.

 

 

Korona Günlerinde Anneler Günü!

 

bir-buket-cicek-300x264

Anneler Günü, Babalar Günü, Emekçi Kadınlar Günü, Kardeşler Günü, Komşuluk Günü veeee tabiii ki Sevgililer Günü. İlk aklıma gelenler bunlar. Bütün bu günlere gerek olmadan sevgimizi ve saygımızı paylaşabilsek keşke… Bütün bu özel diye adlandırılan günlerdeki  paylaşımlarımda sormuşumdur;sevgi ve saygının  bir tek güne indirgenmesi mümkün müdür? Sevgi ve saygımızın ticari amaçlara alet edilmesi doğru mudur? Bir virüs bütün dünya ekonomisini alt üst etmişken, sayıları her gün biraz daha artan AVM lerimiz henüz kapalıyken belki bu yıl daha saf kutlamalar yaşanabilir diye düşünüyorum. Umarım bu benim saflığım değildir. Zira kargolu alışverişler tüm hızıyla devam ediyor. O kadar ki kargo şirketleri perişan durumdalar. Kargo kolilerini muhafaza edecek yerleri olmadığı gibi dağıtıma da yetişemiyorlar. Konumuz bu değil elbette.

Her ne sebeple olursa olsun evlatlarından ayrı olan tüm anneleri buradan kucaklıyorum.

Sevgili Pınar Dönmez’ in sesinden hepimize gelsin;

ANNEM”https://soundcloud.com/pinardonmez/annem-1 

 

 

 

 

 

 

 

37. Gün/ 23 Nisan 2020

23 NİSAN.jpg

Günaydın çocuk kalmış büyükler ve büyümek için sabırsızlanan çocuklar !

Yüzüncü kuruluş yıl dönümü bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin. Hepimize kutlu olsun. Bugün ATA’mızı bir kez daha anlama günüdür. Bir kez daha nereden nereye geldiğimizi görme günüdür. Bugün hem hatırlama hem kutlama günüdür.  Bu yıl evlerimizden de olsa yüksek sesle İstiklal Marşı’mızı okuma günüdür. Özgür,sağlıklı,mutlu, sevgi dolu, barış içinde yaşayacağımız günler diliyorum.

EGEMENLİK BAYRAMI

Egemen bir milletin,

Coştuğu bir gündür bu!

Yurduma hürriyetin,

Koştuğu bir gündür bu.

Başımızda Atatürk,

Ülkümüz yüce Türklük,

Milletimin en büyük,

Sevdiği bir gündür bu.

23 Nisan’ı veren,

Bugünleri gösteren,

Büyük Atam diyor ki:

Türk, çalış, övün, güven

ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU