Bu mektup “Ben de yazıyorum” atölyemin katılımcılarından sevgili Saime Arıcıoğlu’na aittir ve izniyle burada yer alıyor.
Ne yaptın 2020, naptın sen ! Biraz fazla mı eğlenmişsin ne?
Etraf toz duman. Bu kadar savruk kullanılır mı hayat?
Ne yaptın sen? Yakmış yıkmışsın. Bir iki filiz veren baş bıraksaydın keşke. Kimeydi bu öfken.? Yazık, yazık. Kendine yazık. Sen nasıl geldin bu noktaya.
Ooooo.!. Ya da tam bir partileme. 2020 tam bir partileme. Ama yani püüü…. Ölümüne bir parti olmuş. Dopaminler seretoninler yükselmiş yükselmiş sonra dibe vurmuş. Altın vuruş. O ne öyle. Hiçbir şeyi var kılmayarak, var olanı yok ederek nereye varmayı beklersin? Ayol bi durup kendine bakmamışsın. Hiç kimseye hiçbir şeye , içindeki yaşam gücüne bile kulak asmamışsın. Zarar ki ne zarar, herkese her şeye, kendine bile zarar.
Şimdi ben nasıl toplayacağım bütün bunları. Söyle bana. Öyle bırakıp gitmek olmaz. Ben yaptım oldu halleri mi takınacaksın? Toplayın bakalım ezikler toplayabilirseniz mi diyeceksin? Tabii sen gittin. Sorumsuz bir eş gibi kapıyı vurdun çıktın. Bana da enkazı temizlemek kaldı. Yuh sana yuh! Koca bir yıla yuh. Söylensem ne olur, nedenlemeye çalışsam ne kazanırım?!
Hadi bakalım, iş başa düştü, bir ucundan toparlamak gerek artık. Söylenmek nafile. Eylem zamanı. Bakalım zarar ziyan ne durumda. Envanter alalım, elde kalanlara bakalım. Çözüm zamanı.
Önümde bana sadece bana ait topu topu 365 gün var. Yaraları sarmak lazım önce. Fiziksel derlenip toparlanma ardından duygusal onarmaların yolunu açar. Temizlik yapalım önce o zaman. Etrafı toplamaya başlayalım. Aman aman kaldırmalıyım şunları gözüm görmesin. Azrailin tırpanı bile meydanda. Söyleyin gelip alsın. Yok yok götürün verin ona. Taze canlar var dünyaya gelmeyi bekleyen. Hemen hemen tertemiz bir alan yaratalım onlar için. Başlangıçları güzel olsun. Hadi kirli her şeyi bir güzel yıkayıp kurutup yerleştirelim. Umutlar serpiştirelim oraya buraya. Kasveti dağıtmak için tatlı rüzgarlar yaratalım. İncitmeden okşar gibi essinler önüne katıp uzaklara götürsünler bu kasvetli havayı. Yağmurlar gelsin temizlesin bu dumanı. Ateşi söndürsün, külünü akıtsın. Karmaşayı koca denizlere taşısın nehirler. Dönüşümün tohumlarını beslesin su damlaları. Yeninin ateşini körüklerken eskiyi parlatın ki değerlerini ortaya koysunlar. Yakın ışıklarını isteyen herkes faydalansın onlardan. Eski kolay oluşmuyor. Hayatın bilgeliği saklı eskilerde. Yeninin gözündeki ışıkla paylaşıyor bilgeliğini. Şöyle yukarıya doğru koyun herkes görsün. Hadi hadi çabuk olalım. Gün yeni yıla umutla doğsun. Aydınlatsın dünyayı.
Etraf toparlanmaya başladı. Neyse ki temelleri sağlam bu hayatın. Yıkıma değil yapmaya, yaratmaya, zamanı geldiğinde de yerini yeni gelene bırakmaya programlı. Sana da biraz haksızlık mı ettim ne 2020. Sen de bir önceki yılın fırtınalarıyla karşılaştın. Belki de ancak bu kadar engelleyebildin. Bu kadarına gücün yetti. Keşke bi otursan da karşıma anlatsan bir bir sen nelerle karşılanmıştın… Gelen felaketler zinciri miydi? Sen ne yaparsan yap olacak olan oldu mu? Bu cevap mantıklı bence de. Elinden geleni yaptın. Direndin. Savaştın. Yıkıma, ölüme engel olmaya çalıştın. Kurtarabildiğini kurtardın, engel olabildiğine oldun. Elinden gelen buydu. Ya da en baştaki bakışıma geri dönersek ooo yeeeaah! diyerekp harlamaya başlayan ateşe odun mu attın. İçindeki boşluğu doldurmak için felaketlerden zevk alan biri misin /birimiydin? Bu iki hali de barındırman mümkün mü kendinde. Bilemem.
Her ne olduysa oldu kalan beni karşıladı. Olan da olmayan da artık bana bakıp duruyor. Durumu yönetmek de kibriti çakıp oturup izlemek de bana kalmış… Bakalım benden ne çıkacak?. Sonunda bana geri dönecek olan ne? Yaşamak lazım lakin cevap vermek için. Olanı olduğu gibi kabul mümkün değil. Aslolan bundan ötesini idare etmekdeki becerim.
Hadi başlayalım.
Saime ARICIOĞLU 2021