Bir an

Kapı açık kalmış. Dışarıdaki ayazın soğuğu doluyor içeriye. Sonra bana ulaşıyor, tenimi yalıyor, iliklerime doluyor ve ben buz kesiyorum. Kalkıp kapatmıyorum o aralığı. Belki gidenler sızıverir içeriye diye. Kutu gibi salonun tam ortasında duran koltuğun üzerinde tek başıma kıpırtısızım.Bir kaç dakika önce açtım kapıyı. Bir kaç saat önce toplandın.Bir kaç hafta evveldi oysa ki sevişmelerimiz.Bir kaç ay önce sarmaş dolaştık. Bir kaç yıl öncetesadüf etmiştik birbirimize. Şimdi beni donduran her neyse bir anda oluverdi. Şimdi salonda tek başına bu koltuğa mıhlamışsın beni.

“Sen de yaz” katılımcılarından Zeynep Braggiotti’nin 6 dakikalık yazılarından

Reklam

Uyandım

UYANDIM

Nasıl bir aymazlıksa o kadar geç uyandım ki, bazı şeylere , naylon sevinçlerin yalancı dünyasında meğer  ne kadar boş vakit harcamışım, görmemişim, aslında ne kadar küçük şeylerle mutlu olunabileceğini, duymamışım küçücük bir kuşun çığlığındaki melodinin dünyanın en güzel konçertosu  olduğunu.

Rüksan

Ekim 2017  2 dakikalık yazı

Çorap

Hani o balkonlara asılan rengarenk çoraplar vardır; siyah beyaz, lacivert, kahverengi… Hani  aslında giyenin tüm ağırlığını çekerler. Kiminde iğrenç bir koku bulutu içinde kaybolursunuz, kiminde kırmızı ojeli tırnaklar hapseder sizi kendinizi koy verir gidersiniz, kimisi bir çift pembe tombul ayağa kılıf olur, kimisi biri kahverengi biri siyah olup tüm gününüzü rezil eder. Bazen bir parmak fırlayıverir ucundan. Eeee hep yırtık dondan fırlamayacak ya bazen de yırtık çoraptan fırlayıverir. Ne olursa olsun gene de söylemesi bile sevimli gelmiyor bana; ne o öyle “çoooorappppp” . Onun için de hiç giymem.  Zaten ben özgür parmak taraftarıyım.

RÜKSAN

Ekim 2017/ 6 Dakikalık yazılardan