30 Mayıs 2014
Ne zor iş aşkı altı dakikaya sığdırıp hakkında kelam etmek.Ben yazması altı saat sürer diye düşünürken çevreme bakınca aşkını altı günde tüketenleri bile görüyorum.Nerede o eski aşklar diyeceğim. Öff çok klasik ve yaşlı işi olacak.Filmlerde bile kalmadı o aşklar.Neydi o ” Rüzgar Gibi Geçti, Aşk Hikayesi, Dr. Jivago…… sadece aklıma gelenleri yazsam yer yetmez.Şimdi en kalıcı aşk para aşkı,mal aşkı.Oysa son okuduğum aşk romanının adı da “Aşk” idi ve ne kadın erkeğe aşkından ne de para aşkından söz ediyordu. Orada bazılarına göre gerçek aşktan söz ediliyordu. Unutmadan bir de kırmızı koltuk aşkı var. O koltuklar neden yapılıyorsa başka türlü rahat olmalı.Ben oturmadım bilmiyorum ama oturanlar bir türlü kalkmak istemediğine göre rahat olmalı o kırmızı koltuklar.Ya da kırmızı aşkın rengidir ya oturanı aşık ediyordur kendine. Bir de aşk mektupları var. Zarfına parfüm sıkılan, ya da gözyaşı akıtılan. Ne demeli.Aşk olsun da nasıl olursa olsun diyenlerden misiniz acaba? Aşk olmadan meşk olmazmış. Saçmalama hakkıyla yazılan “aşk” işte ancak bu kadar olur.