2013
Salıncağın iplerine sıkıca yapıştı. Küçük kızı düşürmesin diye yavaş dokunuşlarla salıncağı salladı. Salıncak ağır ağır sallanırken küçük kızın başı döndü , içi kalktı. Annesi salıncağın iplerini bıraksın da yere inebilsin istedi. Yere insin, ayakları tekrar toprağa bassın istedi. Annesi korktuğunu bilsin istedi. Sonra seslendi ” Anneciğim, düşeceğim, düşüyorum, indir beni lütfen!”
Kadın yatakta bir yandan diğer yana döndü. Huzursuz olmuştu. Salıncak ve küçük kız bir düş müydü yoksa…Çoktandır alışmıştı sık sık kâbuslarla bölünen uykusundan fırlayıp banyoda yüzünü yıkamaya, alışıktı düşte mi gerçekte mi olduğunu sınamaya… Sonra…
İpleri sıkıca tuttuğu ellerini gevşetti, ayaklarını yataktan aşağı sallandırdı ve banyoya koştu. Aynada kendini görünce uyandıysa da kızının sesi kulağından gitmiyordu. Hemen onun odasına daldı. Yatağa yaklaştı. Küçük kız derin uykudaydı. Yatağın yanında bir süre durup onu seyretti. Biraz önce düşünde ne demek istemişti acaba… Bir anlamı var mıydı? Ertesi sabah bu düşü de unutmadan yazmalıyım diye düşündü. Ayaklarını süre süre boş yatağına geri döndü.