ÖRTÜ/ 2014
Büyükannesinin el emeği göz nuru ağ ipliğinden örülmüş örtüsünü masanın üzerine serdi.İlk defa kullanacaktı.Kıyamamış bir türlü serememişti bugüne kadar. Bu akşam gelecek konuklar masada oturmayacaktı. Zararı olmaz diye düşündü. En güzel kristal vazosunu çıkarttı. Kapının önündeki çiçekçiden aldığı karanfilleri dikkatlice içine yerleştirdi. Vazoyu el işi örtüyü serdiği masanın ortasına yerleştirdi. Eve hemen mis gibi karanfil kokusu yayıldı.Örtü masaya pek yakışmıştı.Sabah kahvesini aldı.Masanın başına geçti.Büyükannesinin el emeğini seyre daldı. Örerken seyretmişti onu çoğu kez.İğne kadar ince bir tığ ile delik delik desen desen örmüştü yılların yaşlandırıp buruşturduğu o maharetli elleriyle. Gözlüğünün ardından ara sıra motifin örneğine baka baka bazan beğenmeyip sökerek aylarca örmüştü bu örtüyü. Telefonun sesiyle yerinden fırladı. Kahve fincanı elinden kaydı . Artık kahveyi masa örtüsü içiyordu.