Işıl Ertunç -11.12.2014
-Hoş gelmişsin Gülşen bacım gir hele.
-Hoop dedik hoop, nereye öyle? Sökül yüz papel süpürge parasını da raconumuz bozulmasın.
-Allah kurtarsın bacım.
-Pek de tazecikmiş, yazık ayol.
-Allah kurtarsın kızım.
-Ya! Çiçek, çiçek maşallah.
– Çök şuraya da bi ifadeni alalım görelim kalıcı mı, gidici misin, kimin nesi kimin fesisin?
-Adamı imamın kayığına bindirivermişsin diyorlar kız, harbi mi?
– Harbiyse salmazlar daha bunu.
– Yemezler, yarım porsiyon boyuyla bu mu becermiş herifi? Vardır bir dümeni.
-Şşşşt, kesin gargarayı be, anlat bacım sen takılma şu goygoyculara. Bunlar açmaya görsün gagayı, kısmak bilmezler.
– Of of, kahpe felek, bize de keleği düştü işte.
-Ne feleği, ne keleği kızım yeme bizi yeme, tahtalıya yollamışsın herifi.
-Yolladıysam, ben yolladım, nolmuş ? Hem o herif dediğin aslanımdı benim aslanım.
-Kuyruğu cızlatmış senin aslan diyorlar. Hah, hah hay!
-Eeeeeh! Benim derdim sizi mi gerdi ?
-Bak bacım, kısa kes Aydın havası olsun.
-Dökül kız dökül hadi, attırma tepemizi!
-Açın kepçeleri madem. Galatasaray Hamamı!nda Dürdane Natır’ın namını bilmeyen varsa beri gelsin. Anam olur.Yamağıydım bir zamanlar. İşin yoksa akşama kadar tiplisi, tipsizi, tazesi, koca karısı, huruspiği, saftiriği bir ton etle didiş dur. İçim kalkar, gıkım çıkmazdı.. Akşam olunca işimiz biter, adamlar gelirdi dükkâna. Kadir enişteniz! Aslanıııım! Akşamları işbaşı yapardı.. Karşılaşınca hafiften askıntı olurdu. Ben de boş değildim hani.
-Vay vay vaaay, kız yoksa siz?
-Herifçioğluna yakışıklı desem az gelir. Gözü üzerime değdi mi, içim akıverirdi. Yakmıştım abayı da çaktırmıyorum. Bir gün sen kalk karı kılığına gir, sabahın körü gel içeri. Bul bir yolunu beni dikiz et. Benim moruk bunu enselemesin mi?
-Eyvaaah! Gitti cirlop gibi herif.
Tuttuğu gibi yakasından doğru külhana. Önce bir güzel saydırmış buna, sonra da ya kızı nikahlarsın ya da nah şu cehennemlikte geberir gidersin diye götünü tutuşturmuş.Aslanımın canına minnet. Anında oldu bittiye getirdi işi. Kız var ya, istemesem bi cıngar da ben çıkartırdım alimallah, ama içim gidiyor, ya vaz cayarsa anam diye. Hiiç ikiletmedim.
-Bana bak Gülşen misin nesin, uzatma!…
-Nohut oda bakla sofa bir ev açtık; hem anamın dırdırından, hem de her gün karıları keselemekten, oralarını buralarını hamamotuyla yolmaktan kurtuldum. Hakkını vereyim; anam bir gelin hamamı kurdu ki, o biçim, ağızlara sakız.
-Oooh, bi hamam olsa da, sefamız olsa.
– Sen hamamı mamamı göreceksin yakın zamanda, az kaldı az…
-Çengiyse çengi, oyunsa oyun, kınaysa kına, bir cümbüş ki sormayın gitsin. Gelsin dolmalar, gitsin börekler, içilsin şerbetler. Vallah, billah sosyete kınaları halt etmiş. O gece dükkânı kapattı enişteniz. Mis kokular döktürdü her bir yana. Ah, ah! O göbek taşına soracaksınız manzarayı. Köpükler içinde bir halvet olmuşuz ki ne halvet.
-Yeter kıtır attın be! Ne diyeceksen de hadi anlat nasıl akıttın pekmezini şu deyyusun? Masal dinlemeye mi geldik len?
– Herif azgın, ben dalında çiçek. Gözümün içine bir işaret, döşek möşek demez giriverirdim koynuna. Nerede olursa artık. Şıpınişi.
-Ufak at da civcivler yesin.
-Eşşeğin kuyruğu gibi uzattın ha. Başlatacaksın şimdi halvetinden.
– Akşamları işe gider, sabaha karşı gelir yatardı. Gözünü açtı mı hoop koynundaydım. İyiydik beee. …..Eeeeh! Noluyo, film mi çeviriyoruz burda? Ağzımın içine düştünüz be. Ufak ufak yaylanın hele, daral geldi bana. Anlatmıyorum daha.
-Ay tam da heyecanlı yerindeydik.
– Kız Saliha aç oradan bi Amerikan suyu Gülşen ablana, koş çabuk. Anlat kızım bakma bunlara sen.
– Kadir’im paşa paşa erkekler hamamında çalışırken o olmaz olası turistik hamamın barosu gel bizim göbek taşına yat. Bizimki bulmuş yağlı müşteriyi kaptırır mı, bir kese bir köpük sorma, adamın keyfi gıcır, iki güne kalmadan transfer ediverdiydi aslanımı. İyi mangır var bu işte dediydi Kadir. Tez zamanda belimizi doğrulturuz, ne istersen alırız kız, dediydi.
-Şimdi onun beli eyice bi doğrulmuştur ya eşşek cennetinde.
-Artık sabahtan dükkâna gidiyor anca gece yarısına doğru geliyor. Her akşam bir tomar yeşil koyuyor avcuma. Ben ne bilirim işin aslını. “Sakal” diyor daha demiyor. Bu adamlar buna ne demeye bu kadar sakal atsın diye saksıyı yoruyorum bulamıyorum. Soruyom, sorguluyom ses yok. Biraz sıkıştırınca iki burma geçiriyo koluma. Tak! İşte o zaman iyice kurt düşüyor içime, delleniyorum. Üstelik eskisi kadar ateşli de değil hani. Bu herif hapçı mı oldu yoksa gömü mü buldu… Kıskançlık yiyip bitirmeye başlıyor içimi. -Gülşen abla be senin bu film de otuz altı bölüm tekmili birdenmiş, baydın be.
-Bayılmıyordum anlatmaya. Nah! Sustum.
-Hadi bacım hadi çatlayacaz şimdi orta yerimizden.
– Bir gün vardım gittim bunun peşinden dükkâna, gözümde gözlük başımda en sarısından peruka. Bastım mangırı girdim içeri. Ne göreyim, cıbıl cıbıl Coniler, Helgalar. Kadir gibi daha kaç tellak göbek taşında gelene gidene yıkama yağlama. Bilmediğim dilden konuşuyorlar. Bir kurnanın dibine yanaştım dikizliyorum. Neyse ki buhardan kimse kimseyi seçemiyor. Derken ne göreyim bizimki bi sarı gacının peşinde halvetlerin birine girmesin mi? Tak, bende film koptu. İçime düşen o kurt var ya, canavar oldu o an. Düştüm peşine, dayadım gözümü aralığa, sen değil miydin beni dikiz eden…Ben daa ne anlatayım bacılar be daa ne diyeyim? Ben demeyeyim siz annayın.
-Vay eşşoğlusu…
Duramadım, durunamadım. Fırladım dışarı. Bi mağzadan içeri Gülşen girdim, Helga çıktım. Doğru hamama. O kocamı dinden imandan çıkartan coğrafyası bozuk hamamcıya “ Kadir piliz”, dedim, “ekistra piliz” dedim.
-Ne dediğini bırak be, ne ettiğini de bacım be. Horozlar ötecek birazdan.
-Herifçioğlu beş tane yeşillik istedi. Cebimde Kadir’in yeşili bol ya. Anlaşıverdik.
Şıpınişi soyundum, doladım peştamalı girdim gösterdikleri halvete. En sarısından perukamın üzerine bir eşarpa bağladım o kadar işte. Serildim yere yüzü koyun. Azdan geldi benimki. Baktım ziyadesiyle conconca sallıyor. Anlamaza yattım. Kese yapsa yüzümü görecek diye dört buçuk atıyorum bi yandan. Şaum dedim kısık sesle onli şaum. Az sonra köpükten geçilmez oldu ortalık, yavaş yavaş iş almaya başladım heriften; kolay oldu yabancı değil ya, dünya ahret kocam. Karşılığı tez geldi.
-Kız pornoya sardın be. Bundan sebep deliğe mi düşülür?
-Herifçioğlu hazırmış, önce memelerimi ovuşturmaya başladı, sonra ellerini bacak arama daldırdı. Başladı oynaşmaya. Hani içim gitmiyor desem yalan. Nerdeyse teslim olacağım, birden kendime geldim, doğruldum, sen yat ben şaum diye işaret ettim. Çöktüm üzerine…Sonra her yer pekmez..