Gel

 

15 Ocak 2015

Gel, gel, gel! Durma, gel.

Gelse ne olacak acaba? Gelse değişen bir şey olacak mı? Gelse aralarında olanlar unutulacak mı… Kapıyı çarpıp gittiği gün olanlar, söylediği sözler yutulmuş hazmolmuş  olacak mı? Off, off! Nasıl sarf edilmişti o sözler… Dilin freni de yoktu işte. O ona o ona,karşılıklı  döküvermişlerdi içlerindekini. Düşündü acaba biriktirmeselerdi  o güne kadar şimdi bu durumda olur muydu? Sevdiği canı  ciğeri kapıyı çarpıp gider miydi… Ah şimdi gelse,yeter ki gelseydi. Suratını asıp  eski kanepenin köşesinde ayağını altına alıp otursaydı. Sıkıntılı sıkıntılı bir sigara yaksa, sızlansa, şikayetlerini sıralasaydı… Razıydı. Gelseydi keşke.

Gel, gel, gel! Dosdoğru bana gel!

Ne yapacaktı… Sakin olup onu dinleyebilecek miydi. Dinlerdi, evet. Onsuz olmuyordu.Giderken yüreğinin bir parçasını da alıp gitmişti.Nefes alamıyordu sanki.Ya bundan sonra hiç nefes alamazsam diye düşünürken, birden bacaklarında korkunç bir ağırlık hissetti. Kendini yerde buldu. Dükkana mal getiren kamyon gelmiş, gelmiş, gelmiş, dur diyen olmayınca da…

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s