Günaydın demeye geç kaldım bugün. Bugünden düne kısaca bir bakış yapalım ve azıcık ruh halimden söz edeyim isterim.
Yağmur vardı dün de bugün de devam ediyor. Toprak için muhteşem. Efendim, dün temizlik günümdü. Eşimle birlikte giriştik sabahtan. Kıtalar arası zoom planlanmasaydı çıkamayacaktık sanırım. Yardımsız altından kalkarız sandık ama, ıııh. Ne yapalım olduğu kadar artık. Bir yandan bir gün önceden gelen ve balkonda bekletilen erzağın sterilize edilerek içeri alınması ve yerleştirilmesi, bunlar hayatımıza katılan yeni işler, diğer yandan aman egzersizlerimi kaçırmayayım, aman gelen mesajlara cevap vereyim. Neyse bu arada nasıl olduysa sıradaki kitaplardan ” T.Morrison/ Sevilen” okunup raflara geri döndü. Farklı işlenmiş bir konu ama insanı içine alıyor. Biraz ürkütücü olduğunu eklemeliyim. 8 Nisan Çarşamba Leyla Erbil’ in Kalan romanını konuşacağız Martı Kitap Urla’da. Şu kadını pek seviyorum nedense. Yaşasaydı keşke, gidip elini öpmek isterdim. En çok da özgürce yazmış olmasını ve o inanılmaz bilinç akışı tekniğini seviyorum. Bırak gitsin, kaygusuzca yaz. Ödül derdinde olma. Ne diyordum; Kalan romanını bir kez daha gözden geçirip almış olduğum notlara yenilerini de ekledikten sonra onu da masamda çarşambaya kadar dinlenmeye aldım.
Bugün günlerden pazar. Tatil olmalı bazılarına. Bazılarına hiç dur durak yok bu ara. Doktorlarımızı ve hastane çalışanlarının tümü dün gece rüyamdaydılar. Dün akşam dünya için topluca aynı saatte yapılan bir meditasyona katılmıştım. Sanırım o esnada gözümün önüne gelenlerden etkilenmişim. Dünya avuçlarımın içindeydi ve üzerinde beyaz önlüklü sayısız insan vardı irili ufaklı kadınlı erkekli. Atom karınca gibiydiler. Sabaha dek onlarla uğraştım. Yine onları ve kim bilir fark edemediğimiz ne gibi ihtiyaçları olabileceğini düşündüm durdum. Belki duymuşsunuzdur; İhtiyaç Haritası diye bir oluşum var. Ne çok düşünüyor, ne çok şeye vesile oluyorlar. http://www.ihtiyacharitası.org
Bugünlük bu kadar dostlarım. Kalın sağlıcakla.