Adı lazım değilden öncesinden söz etmeden gelemiyorum bugüne yani evdeki 15. güne. Yazacağım yazmasına da kulağımda Burcu’nun bu sabah paylaştığı o hüzünlü olduğu kadar içimi ılıtan ezgiler.Kendimi biraz onlara bıraksam olmaz mı; acelem var mı yazmaya, acelem var mı herhangi bir şeye…Acelem var mı yaşamaya… Günlerdir sorduğum bu soruya cevap bulmaya… Hiç bir şeyin cevabının tutmadığı şu sıra cevap aramak da saçma değil mi…
Glutensiz beslenmekteyiz ailecek uzun zamandır.Mutfağımın tadı tuzu glutenmiş meğer desem, yok demesem. Sağlığa açılan pencere desem ve mutfakpenceremden böyle baksam.Reklam böyle yapılıyor.mutfakpenceremden.com benim mutfağıma açılan penceredir. Glutensizlikten sonra tarif verirken zorlandığım perdelerini bazen sıkıca kapattığım... Lafı dolandırmasana , demenizi bekliyorum ama ne yapayım gelmiyor sözcükler bir türlü. Evet ekmeğini ekşi mayasıyla üreten bir de bunu öğretmeye çalışan ben artık gluteni olmayan tahıllarla ekmek yapmaya çabalıyorken karşıma muhteşem bir kadın çıktı.Eski tamirhane binasında tanıştım kendisiyle. Yıllar sonra ekmeğimi hazır almaya başladı. Meğer ne çok zamanımı veriyormuşum ekmeğimize. Anladım… Dün akşamüzeri kapımızdaydı sevgili Müge Hanım elinde ekmeklerimiz. Tabii maskesi be gözümün önünde değiştirdiği eldivenleriyle. Mahzundu, yeni malzeme tedarik edememekten endişeliydi. Biz de öyle… Eve girdim ilk işim eşime bundan sonra ekmeği daha az tüketmesini tembihlemek oldu.Hatta çoktur sağlık için sadece iki öğün beslenenelere ayak uydursak ya dedim. Daha az yesek:)) Yani ben daha az mutfakta kalsam:)) Süt şişesini gösterdi kendileri ; hani muhallebi pişirecektin…
Okumak her boş bulduğum anda kitaplarıma gömülmekken derdim, şu iki haftada okuyabildiğim sayfa sayısı çok az. Ciddi kitaplara kendimi veremezken hafif olanları elime alınca da garip bir duygu gelip yüreğime yerleşiyor. Kalkıp klavyenin başına geçiyorum. Hangi hastanenin ne ihtiyacı var nereye nasıl merhem oluruz. Guruplarımızı uyaralım derken zaman denen zalim akıp gidiyor. Televizyonun sesini duymak bile istemiyorum. Duymak deyince evet bu benim duygusal isteğim değil sadece. Hiç bir sağlıksal neden olmaksızın sağ kulağım duymamakta direniyor. Ne zamandan beri? Tam tamına yirmi gündür. Bunu bir kez daha yaşamıştım. Tam üç ay tek kulak gezmiştim. Meğer duymak istemeyince haber veriyormuş organlar. Yine o durumdayım. Aman, diyorum duymama duygumu frenleyeyim, yoksa Alimallah ya diğeri de greve giderse…
İşte böyle dostlarım, durumumu tekrar sayfalarıma dönerek değiştirmeye karar verdim.Yazılarımın da yönünü değiştirip daha az sıkıntılı olmaya niyetliyim.
Az sonra şehirler arası aile buluşmamız var. Tabii ki zoom ile.
Kalın sevgi ve sağlıcakla…