Günaydın diyeyim. Günümüz aydın olsun. Sabaha karşı beklenen yağmur geldi çok şükür! Karanlık bir Urla sabahından dünün notlarıyla buradayım.
1 Nisandı ya dün hani şakalaşma günü; bütün gün yapılan yazılı ve sözlü şakalar şu mel’un virüs üzerineydi. Bir de !….. Neyse susayım. İnsan evde kalınca çenesi açılıyor. Ben de dünkü Sen de Yaz toplaşmamızda ilk 6 dk. sözcüğümüzü beklendiği gibi “Şaka” olarak belirledim. Başkası gelmedi aklıma. Yazdık arkadaşlarla şaka üzerine. Okuduk. İzin verirlerse daha sonra size de paylaşabilirim belki. Ekrandan dahi olsa alıştığımız şeyi yapmak birbirimizin yüzünü görebilmek, sesini duymak bile bir kazanç şu günlerde. Düşünün şimdi; (hoş gençler nereden bilecek) telefona santraller aracılığıyla bağlandığımız zamanları. Alışveriş için bakkallar ve manavlardan başka bir olanağımız olmayan günleri. Durun haksızlık olmasın benim çocukluğumda M arabaları vardı. Haftanın belirli günlerinde mahallenin bir ucunda konuşlanır, kapılarını açar, satış yapardı. Sebze ve meyveler dışarıdaki kapağın üzerine dizilir, diğer ürünler içeride raflarda. Kasa da içerideydi tabii.Poşet mi… o da ne. Kese kağıdı ve ip filelere dolardı alışverişler.Şimdiki plastik ambalajlar yerine karton kutularda satılırdı meyveler. M. ve diğer alışveriş olanakları en alasından hizmetimizde şimdi. Hem de kılımızı kıpırdatmadan sanal sipariş sistemiyle. Gel gör ki sipariş verebilmek mümkün olsun. Efendim, teslim süresi 4 günden az değilse siparişimiz kabul görmüyor. Onlar da haklı da her saniye bilgisayar başında sipariş onaylatmak için beklemek de kolay olmuyor. Çok işimiz var ya evde! Mesela ben; (sanki her gün marketten alışveriş yapan biriymişim gibi, canım çikolata istedi hem de ay çekirdeği😜 ) 1km uzağımızdaki M. mağazasına (yaş efendim yaş ) gidemediğim için tam beş gündür listem kayıtlı beklemedeydim. Tam ödeme sayfasına geliyordum, ekranda ” bölgenize 4 gün boyunca ulaşamayacağız, bu nedenle siparişinizi onaylamıyoruz” Neyse dün gece tam 00.02 de başardım. Teslim tarihi önümüzdeki pazar. Teşekkür ediyoruz yine de. Anlıyoruz durumu. Hizmet işi kolay değil. Reklam yaptın diyorsunuz. Yok canım, hiç işim olmaz.
Bu sabah düne dair daha fazla bir şey yazasım yok, kısa keseceğim. Zira dünkü atölyede sevgili Zeynep Braggiotti’ nin “komşuluk” temalı öyküsüne yer açmak istiyorum. Şimdi koltuğunuza gömülün ve keyifle okumaya hazır olun. Biz çok sevdik ve çok anlamlı bulduk. Keyiflendik. Nerede kaldı o komşuluklar dedirtiyor insana. İzninle sevgili Zeynep…
Kapıyı çaldı. Bir demet gülü elinde değil de yüzünde taşıyan kadından bir limon istedi.Şimdi eve dönüyordu; elinde iki limon. 👌😍🌹🌹🌹👍
Hoş kalalım, sağlıkla!