23.Gün

enginar

Tünaydın herkese… Geç kaldım yine.Bu sabah kalkar kalkmaz geçemedim başına arkadaşımın. Hafta başı, işler güçler🤣😜Bilmiyorum neden ama öyle oldu.

Dünden devam edeceğim. Dünden başlayarak  sabah egzersizlerine bir de nefes çalışması ekledik/ ekledim demek daha doğru olur. Nefes çalışmasından kaytarmak niyetinde bizimki.  Dün mutfakta oyalandım epeyce. Bitot alışverişlerimden gelen sebzeler ilgimi bekliyordular. İlgilendim onlarla. Kıymetliler çok; hele bu zaman da… Ancak sevgili Nihan’ın  şimdilik ayıklanmadan gönderdiği enginarlarıyla uzun süre bakıştık. Biraz da konuştuk. Sonunda orta yolu bulduk. En dış yaprakları koparttım, sapları da başka bir yemek için ayırdıktan sonra boyuna ortadan ikiye ayırdım ve içindeki o morumsu yapraklarla tüyleri ayıkladım. Zor olmadı. Bol limonlu suya yatırdım ve zeytinyağlı enginar dolması yapmaya giriştim.  https://mutfakpenceremden.com/2011/03/30/zeytinyagli-enginar-dolmasi-girit-usulu/

Enginar seviyorsanız ve de şu ara bizim gibi ilaçsız enginara ulaşma şansınız varsa hiç durmayın deneyin derim.(ınst.enginarciftligi_urla) Yine reklam oldu ne yapayım?

Mutfaktan hızlıca çıkıp sevgili Zeynep Braggiotti’nin instagramda yazar Handan Gökçek ile yapacağı canlı sohbete yetiştim. Bir saat nasıl geçti anlamadım. Handan Gökçek’in öykülerini biliyor hatta atölyelerde kullanıyorum ama romanlarını henüz okumamıştım. Sıraya alacağım. Atölye deyince bugün zoom aracılıyla Bizim Bahçe gurubumuzla toplaşacağız , bu nedenle bugünlük benden bu kadar.

Sevgiyle kalınız.

Reklam

19.gün …Yazı6

Günaydın diyeyim. Günümüz aydın olsun. Sabaha karşı beklenen yağmur geldi çok şükür!  Karanlık bir Urla sabahından dünün notlarıyla buradayım.

1 Nisandı ya dün hani şakalaşma günü; bütün gün yapılan yazılı ve sözlü şakalar şu mel’un virüs üzerineydi. Bir de !….. Neyse susayım. İnsan evde kalınca çenesi açılıyor. Ben de dünkü Sen de Yaz toplaşmamızda ilk 6 dk. sözcüğümüzü beklendiği gibi “Şaka” olarak belirledim. Başkası gelmedi aklıma. Yazdık arkadaşlarla şaka üzerine. Okuduk. İzin verirlerse daha sonra size de paylaşabilirim belki. Ekrandan dahi olsa alıştığımız şeyi yapmak birbirimizin yüzünü görebilmek, sesini duymak bile bir kazanç şu günlerde. Düşünün şimdi; (hoş gençler nereden bilecek) telefona santraller  aracılığıyla bağlandığımız zamanları. Alışveriş için bakkallar ve manavlardan başka bir olanağımız olmayan günleri. Durun haksızlık olmasın benim çocukluğumda M arabaları vardı. Haftanın belirli günlerinde mahallenin bir ucunda konuşlanır, kapılarını açar, satış yapardı. Sebze ve meyveler dışarıdaki kapağın üzerine dizilir, diğer ürünler içeride raflarda. Kasa da içerideydi tabii.Poşet mi… o da ne. Kese kağıdı ve ip filelere dolardı alışverişler.Şimdiki plastik ambalajlar yerine karton kutularda satılırdı meyveler. M. ve diğer alışveriş olanakları en alasından hizmetimizde şimdi. Hem de kılımızı kıpırdatmadan sanal sipariş sistemiyle. Gel gör ki sipariş verebilmek mümkün olsun. Efendim, teslim süresi 4 günden az değilse siparişimiz kabul görmüyor. Onlar da haklı da her saniye bilgisayar başında sipariş onaylatmak için beklemek de kolay olmuyor. Çok işimiz var ya evde! Mesela ben; (sanki her gün marketten alışveriş yapan biriymişim gibi, canım çikolata istedi hem de ay çekirdeği😜 ) 1km uzağımızdaki M. mağazasına  (yaş efendim yaş ) gidemediğim için tam beş gündür listem kayıtlı beklemedeydim. Tam ödeme sayfasına geliyordum, ekranda ” bölgenize 4 gün boyunca ulaşamayacağız, bu nedenle siparişinizi onaylamıyoruz” Neyse dün gece tam 00.02 de başardım. Teslim tarihi önümüzdeki pazar. Teşekkür ediyoruz yine de. Anlıyoruz durumu. Hizmet işi kolay değil. Reklam yaptın diyorsunuz. Yok canım, hiç işim olmaz.

M2

Bu sabah düne dair daha fazla bir şey yazasım yok, kısa keseceğim. Zira dünkü atölyede sevgili Zeynep Braggiotti’ nin “komşuluk” temalı öyküsüne yer açmak istiyorum. Şimdi koltuğunuza gömülün ve keyifle okumaya hazır olun.  Biz çok sevdik ve çok anlamlı bulduk. Keyiflendik. Nerede kaldı o  komşuluklar dedirtiyor insana. İzninle sevgili Zeynep…

Kapıyı çaldı. Bir demet gülü elinde değil de yüzünde taşıyan kadından bir limon istedi.Şimdi eve dönüyordu; elinde iki limon. 👌😍🌹🌹🌹👍

Hoş kalalım, sağlıkla!

 

 

 

28 Mart 2020/ Evde 14. günlükte 1.gün

Tam on dört gündür ha bugün ha yarın diyerek başlayamadım( adı lazım değil ona dair) günlük tutmaya… Bugün içimde birikenleri dökeyim hele, niyetim sonra kısa kısa her gün yazmak. Çok özel günlerden geçmekteyiz ya ; ya da günler bizim içimizden geçmekte. Aman tanrım bu ne hız!!!!! Hatırlayın, daha üç hafta önce ne diyorduk; zaman çok hızla akıp gidiyor, Urla’da yaşanacak çok şey var, hangi birine yetişeceğim bilemiyorum. Ne çok katılacak şey var… A aaaaa! Evet benim de bütün günlerim dolu, dı dıdı dıdı dı….  Biraz detay mı vereyim. Kendimden gelsin, isteyen eklesin.

Pazartesi:  Bizim Bahçe Yoga Merkezi’nde  “Sen de Yaz ” Esasen yaklaşık üç saatimi alır ama öncesi var, evde günlük işler yapılacak, işe gider gibi giyinilecek, belki hafif makyaj, ders için kırtasiyeden çıktılar alınacak. Kitabevine uğranacak. Dersin sonuna sıcacık bir sohbet eklenecek ve eve döndüğümde artık akşam hazırlığı zamanıdır. Pazartesi ne de kısadır. Sendrom mu… o bende yok.

 

Salı: Salı genelde sallanır. Ben de … En boş gün. Bütün plan dışı işlerin günü. Anlatıp baymayayım. Yok canım plan dışı olur mu hiç… Silvia Arsebük’ün Urla atölyelerine ayrılmıştır salılar ve perşembeler. Boş tutarım onları. Eğer atölye günüyse  sabahtan gelir sevgili arkadaşım ve birlikte hazırlanırız. O çalışmasına geçer ben konuklarını doyurmak için mutfağa…. Ne güzel akar zaman Silvia’nın atölyelerinde bilseniz. Renkler ve arketipler uçuşur gün sonunda AtölyeKuşçular59’da… Boş gün demiştim değil mi…Neredeyse unutuyordum. İki haftada bir de Rüzgargülü Kitabevi’nde akşamüzeri iki saatlik bir okuma kulübümüz var. Bu yıl “İnsanlığın Mahrem Tarihi adlı kitabı okuyorduk, konuşuyorduk. okuyoruz belki ama konuşamıyoruz  çünkü evde kalıyoruz.

Çarşamba: Evdeyim. Sabahtan bir koşuşturma var. Her hafta saat on birde birlikte yazdığımız arkadaşlar gelir. Ev atölyemde bu saatlerde ” Sen de yaz var. Eksik olmasınlar simitti poğaçaydı ne var ne yok getiriler ama yine de glutensiz bir şeyler hazırlamalıyım. Yazmak hele de topluca yazmak bir masa başında insanı acıktırıyor. Atıştırmalık bir şeyler olmalı muhakkak. Çay ve kahve her daim. İki haftada bir de Martı Kitap Kulübü’nün  Urla ayağına ev sahipliği yapıyoruz. Moderatörümüz sevgili Zeynep Braggiotti. Çarşambaları sevmek için bir neden daha…

Perşembe: Salının aynısı diyelim. Ama yanlış anlaşılmasın her salı her perşembe konuklar yok atölyemde. Nadir de olsa şehir merkezine doğru uzanabiliyoruz eşimle. Dostlarla bir araya gelmek için de uygun bir gündür… Tabii ki boş zamanların çoğu atölyeler için çalışmak, okumak konu hazırlamakla doludur. ZEVKLİ zamanlar.Severim perşembeleri; eskiden de severdim. İzin günümdü!

Cuma: Haftanın belki en güzel günü Urla’ya göçeli.Sabahtan akşama Atölye Kırmızı’dayım Seramik günümüz.Ye, iç, çamurla oyna. Bir de bakmışsın akşam olmuş.Cuma akşamları biraz sosyalleşelim. Ya yan komşuda( kendisi kardeşim olur) yemekte buluşalım ya da bir km ötedeki arkadaşımızda. O da olmadı ….bir şey buluruz elbet.

Cumartesi, pazar: Özgürlük. O nedir ki… Bahçe işleri bizi bekler… Sonra alışveriş var. Buralarda yaşayalı değişen bir alışveriş olayımız var. Temiz gıdanın peşinde koşmak var. İki hatada bir “BİTOT” var. ( Ona ayrıca yer vereceğim) Şimdi sesinizi duyar gibiyim; her yer bostan her yer sebze meyve oralarda. Size öyle geliyor efendim. Bu konu çooook uzun…. İyisi mi uzatmayayım. Hafta sonu, hafta içine hazırlıkla geçer çoğu zaman.

İşte böyle, 11 Mart 2020 Çarşamba gününe kadar hayat bu minval akıyordu.

Ya şimdi? Yavaşlayacağız diyor bazıları. Sizce de öyle mi?   Bol bol okuyacak,yazamadıklarımızı yazacak, hazır evdeyiz  diye el atmadığımız dolaplara el atacak, denemediğimiz yemek tariflerini deneyecek, bıdı bıdı bıdı bıdıııı …. Onları da yapacağız elbet ama önce zaman bulalım. Haberleri dinlemesek de akıllı telefon var, ınstagram var, watsup var… Skype eskidi şimdi Zoom var. Çok cahilim; yeni duydum bir de Houseparty varmış. Takip ettiğimiz yazar çizer sanatçı dostlarımızın canlı yayınları var. Sanal alışveriş var. Temizliğe aşırı dikkat var. ( Uzun konu geçelim onu da) Kendi adıma konuşayım, eşimle tavla oynamak ve en yararlısı sabah sporunu evde birlikte yapmaya alışmak var. Tam bugün sadece okuyacağım deyip kanepede yerime yerleşirken gelen haberlerle kalkıp ekran başına oturmak var. Orada neler olduğunu bir başka yazıya bırakayım ve bugün sanalda neler olacak onunla ilgileneyim.

Hatırladım , Saat 14.00 de Instagramda Zehirsiz Sofralar takip edilecekmiş…

Kalın sağlıcakla.

Bugün fotoğraf eklemeye yetişemedim. Bir dahaki sefere artık.